Bazen öyle bir şeyle karşılaşırsın ki… Ne olduğunu tam çözemeden içine çekiverir seni. Hah işte, Blue Heart tam da böyle bir şey. Slot oyunu dedik mi çoğu kişi burun kıvırıyor hâlâ. Ama yok abi, bu öyle klasik “çevir-kazan” kafasında değil. Bi’ havası var. Bi’ duruşu var. En önemlisi de… kalbi var. Mavi hem de.
İlk gördüğümde dedim ki, “Yine mi renkli semboller, yine mi saçma sapan ikonlar?” Ama yok…
O kalp bi geldi ekrana, içimde bir şeyler kıpırdadı. Abartmıyorum, bi tık duygulandım bile. Sanki “ben buradayım, seni bekliyordum” der gibi bakıyor ekrandan. O an dedim, “Tamam, bu oyunla bir hikâyemiz olacak bizim.”
Sonra araştırdım biraz. Meğer Slotter ’da oynanıyormuş bu güzellik. Ha, zaten orası güvenilir. Bi kere kafa rahat. Girişte linkti, bonus koduydu uğraşmıyorsun. Tıkla, başla. Bizim gibi sabırsız adamlar için birebir.
Şimdi oturup “şu özelliği var, bu grafiği şöyle” anlatmayacağım. Çünkü Blue Heart’ı tarif etmek biraz şey gibi… Hani birine âşık olursun ama nedenini tam bilmezsin ya. Aynen öyle.
Seni içine alıyor. Tepkileri samimi. Kazanmak gerçek. Bi de o mavi kalp var ya…
Hani bazen arka arkaya gelmez ama geldi mi var ya, öyle bi çarpıyor ki… kalpten vuruyor adeta.
Arada bir denk gelmeyince içinden şöyle geçiyor insanın: “Bak be kalp, senle aramızda güzel bi şey vardı, niye bozuyorsun şimdi?” Ama sonra hop! Bi bakmışsın çifter çifter mavi kalpler. Al sana 20x kazanç. Hadi buyur.
Bak abi, mavi mavi konuşuyoruz diye sanma ki hep romantizm. Bu işin içinde sağlam para da var. Öyle boşa döndürmüyorsun ekranı. Sürprizli yapısı var oyunun. Ne zaman ne vereceği belli değil ama vermesi kesin.
Ben şahsen günde 15-20 dakika ayırıyorum. Hem kafa dağılıyor hem de çatır çatır kazanıyorum. Slotter’ın arayüzü de cabası. Telefonda bile ışık hızıyla dönüyor çarklar.
Yani anlayacağın, “boş zaman öldürüyorum” deyip geçmeyin. Bu oyunda zaman öldürülmüyor, zaman değerlendiriliyor.
Blue Heart öyle bir slot ki…
Oynarken sadece kazanmak değil, hissediyorsun da.
Bazı oyunlar vardır ya, “ne olacaksa olsun” diye oynarsın. Blue Heart öyle değil. O seni içine alıyor. Bi’ yerden sonra sen o oyunu oynamıyorsun, oyun seni oynuyor.
Ve Slotter sayesinde bu güzelliğe ulaşmak da çocuk oyuncağı. Uğraş yok, dert yok. Sadece sen, Blue Heart ve bolca heyecan.
Bazen bir kalbin kazanmak için değil, sadece hissetmek için atması gerekir.
Hayat bazen öyle bir an gelir ki, kendini bir tahtta hayal edersin. Sırma saçlar, altın…
Bak açık konuşayım, slot oyunu deyince aklıma hep aynı şeyler gelirdi: makaralar, semboller, dön baba…
İnsan bazen bir şeyin adını duyduğunda bile yüzü güler ya... Caramel Hot tam öyle bir…
Abi açık konuşayım… “5 Lions Megaways” deyince bir durdum. Aslan falan deyince böyle içimden bir…
Abi şimdi dürüst olalım, “Dragon Spirit” deyince insanda hemen bir fantastik hava çöküyor. “Yine mi…
Şimdi bak… “The Story of Alexander” deyince ilk başta biraz ciddiyet çöküyor insanın üstüne. Sonuçta…